Batman’ın Petrol Mahallesi’nde, 9 Şubat 2024 tarihinde kaybolduktan 3 gün sonra (12 Şubat) Hasankeyf Barajı’nda cenazesi bulunan Rovelat Kızmaz’ın şüpheli ölümünün üzerinden bir yıl geçti.
Adliye önünde açıklama gerçekleştiren aile, sorumluların bulunup, cezalandırılmasını istedi. Rojvelat Kızmaz’ın fotoğraflarının taşındığı açıklamaya, yerlerine kayyım atanan Batman Belediyesi Eşbaşkanları Gülistan Sönük, Yeşil Işık, Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) bileşenleri, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yöneticileri katıldı.
‘İLK 3 GÜN BOYUNCA ARAMA-KURTARMAYA DAİR TEK BİR ÇALIŞMANIN DAHİ YAPILMADI’
Açıklamada konuşan ağabey Mehmet Kızmaz, 6 saat sonra yetkili kurumlara başvurarak, can güvenliğinden endişe ettiklerini belirttiklerini ancak ilk 3 gün boyunca arama-kurtarmaya dair tek bir çalışmanın dahi yapılmadığını söyledi. 3’üncü gün ise cansız bedeninin baraj göletinde bulunduğunu hatırlatan ağabey Kızmaz, kardeşinin intihar edecek biri olmadığının altını çizdi.
Otopsiye giren adli tıp uzmanı ile yaptıkları iki görüşmeye değinen ağabey Kızmaz, “Boğulmanın Pazar günü olduğunu söyledi. Yani 3 gün boyunca bir kurtuluş, bir yardım eli beklemiş. Bedeni de kıyafetlerinin bulunduğu yerde değil suyun akış yönünün tersi yönünde 35 metre geride, metrelerce derinlikte değil de suyun 3 adım sonra derinleştiği yerden çıkarıldı. 3 gün boyunca orada aç karnına soğukta kalıp kendinde olmama halinden ve içinde bulunduğu ruh hali ile suya birkaç adım atmış ayağı kaymış olabilir. Veya suyun 3 adım sonra derinleştiğini bilmeden yürümüş ve suya düşmüş olabileceğini düşünüyoruz. Yoksa o suyun yıllarca yaşadığı Dêrsim’de ki Munzur gibi olmadığını biliyor. Tüm bunlar gösteriyor ki Roj o suya atlamadı” diye belirtti.
Kardeşinin ölümünden devlet kurumlarının sorumlu olduğunu belirten ağabey Kızmaz, “Rojwelat’ın kıyafetlerini bulduğumuz yer ile bedeninin çıkarıldığı yer, yakın mesafedeki jandarmaya ait gölet üzerinde bulunan sahil güvenliğe ait kulübe ve botun bakış açısında. Rojwelat’tan sonra o kulübeye gidip görüştüğümüz jandarma, 7/24 nöbet tutulduğunu, etrafı gözetleyip denetlediklerini ve hatta günde birkaç kez de botla gölet üzerinde tarama yapıp acil veya göze çarpan bir durum olduğu takdirde müdahale edildiğini belirtti. Peki üç gün boyunca yanı başlarındaki Roj’u hiç mi görmemiş, fark etmemişler mi? Pazar günü de aynı o kulübedeki jandarmaya botu çalıştırıp gölet etrafına bakılması gerektiğini söylediğimiz de, ‘Botu çalıştıran komutan ilçe dışında birkaç saate anca gelir’ diyerek arama başlatmamıştı. Bu cevaptan ve yaklaşımdan sonra yine gölet kenarına dağılarak, arama yaptık. Roj’un kıyafetlerini bulduktan hemen sonra ise bir anda bot çalıştırıldı” ifadelerini kullandı.
ŞİKAYET İŞLEME ALINMADI
Görevini yerine getirmeyen kişi ve kurumlar hakkında bulundukları şikayetin ise savcılık tarafından “kovuşturmaya yer yok” denilerek kapatıldığını söyleyen ağabey Kızmaz, “Cevabını biliyor olmamıza rağmen yine de soruyoruz; bu umursamazlığın, yaklaşımın, görmezden gelmenin, yok saymanın, 3 gün boyunca sorumlulardan bir telefon dahi almamamızın sebebi ne? Adli tıp raporuna neden özellikle ölüm saati ve tarihine dair bir bilgiye yer verilmedi? Roj’un aranmamasının nedeni ailenin, istedikleri çizgide olmayan bir Kürt aile olduğu için miydi? Devlet tarafından yakından ‘tanınıyoruz’ olmamız mıydı?, O kimliğe de yazdırılan isim miydi?, Evet artık o kimlik de yok, Rojwelat da. Şimdi güneşimiz Roj’umuz yok” ifadelerini kullandı.
Daha sonra konuşan anne Taybet Kızmaz da, kızının yaşamının yitirmesinde devletin sorumlu olduğunu belirterek, yaptıkları başvurulara dönüş olmadığını söyledi. Kızının kaybolmasından 6 saat sonra günde 3 kez mahalle karakoluna başvurduğunu ancak herhangi bir şekilde kendisine dönüş yapılmadığın dile getiren Taybet Kızmaz, sorumlulardan hesap sorulmasını istedi.
‘MOBESE KAYDINA BAKMA İHTİYACI DUYULMADI’
Son olarak konuşan Êlih Belediyesi Eşbaşkanı Gülistan Sönük, “Kayyım sürecinde bir slogan atan, en meşru hakkını kullanarak protesto hakkını gerçekleştiren yurttaşlara jet hızıyla soruşturmalar açıldı, mobese kameralarından tespitler edilip, şafak operasyonuyla evleri basılıp gözaltına alındı ve tutuklandı. Ama ailenin tüm ısrarına rağmen mobese kaydına bakma ihtiyacı duyulmadı. Kürt kadınları olarak sesi kesilmiş tüm kadınların sesi olacağız. Ölüme terk edilen, katledilen ve şiddete uğrayan bütün kadınlar; mücadele gerekçemiz olacak. Bu olayda görevini yapmayan ve ortak olan herkesin açığa çıkarılması ve cezalandırılması için de dayanışma içerisinde olacağız” ifadelerini kullandı.
(HABER MERKEZİ)
More Stories
Elazığ’da 162 Köy Yolu Kapandı
Konya’da 30 Çifte Çeyiz Yardımı
Samsun’da eve uyuşturucu baskını